30 Mayıs 2011 Pazartesi

Teoman - Bana öyle bakma


Yorgun!

İnsan arıyor işte; yanında hissetmek, elini tutmak kalbini, zihnini açmak. Özellikle de kötü hissettiğinde. Şimdi ise, aklım çok karışık. Hayat o kadar hızlı akıyor ki; kendimi nereye koşturacağımı dahi bilemiyorum. Zihnim çok dolu. Stres hat safhada. Finaller, iş, ve diğerleri. Aslında esas olan şu ki; kas gücüne dayalı işler veya rutinler beni yormuyor. Beni yoran aklımın içindekiler. Düşünceler zihnimin dış duvarlarına var gücüyle kuvvet uygularken ben çok yorgun hissediyorum..

27 Mayıs 2011 Cuma

Erdem

İnsan en büyük erdemi, kendini en acımasız şekilde eleştirdiğinde, hatalarını kabul etmeyi öğrendiğinde kazanır. Bunu da öyle herkes yapamaz. Çünkü can dediğin tatlıdır ve kimse iğneyi kendine batırmayı tercih etmez. Hatalarını kabul etmemek de aslında kendine yalan söylemektir. Karanlıkta kalan yüzünü görmeyi reddetmektir. Eğer kendini iyi ve kötü yönlerinle kabul etmeyi başarırsan mutluluğun yegane sahibi olursun. Kendini başkalarına beğendirme çaban da olmaz mesela. O zaman kendin olmayı başarmakta ilk adımı atmışsındır.

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Bugün...

Bugün o kadar yoruldum o kadar yoruldum ki yazmayacağım bile. Eve yeni girdim. Sabah 7.30dan beri işteydim. Sıcaktı, rüzgarlıydı, yorucu idi. Duş ve ders yolunda ilerliyorum. Önce uygarlık tarihi sonra da matematiğe el atmalıyım. Bütün bunlar olurken belki tekrar yazarım. Görüşmek dileğiyle..

Susmak

İnsanın içinden haykırmak gelir bazen. Otursan sabaha kadar anlatacağın bir derdin olur ya da vardır aklını kurcalayan bir konu. Aklında milyonlarca düşünce birbiriyle çarpışırken yani içinde fırtınalar koparken, en kötü şey başına geliverir. Tek kelime bile edemezsin. Bir başlar bir susarsın kendi kendine. Ya kelimeler ne hissettiğini anlatmıyordur ya da sen doğru sözcükleri bulamıyorsundur. Sabretmeyi öğrenmeye zorlar bu durum seni. Susmayı, kabul etmeyi öğretir hayat bu yolla insana. Çünkü bilirsin ki sabaha kadar da anlatsan kimse seni anlamaz. Anlayamaz. Zaten sen yaşadığın için içinden çıkılmaz olur sorunların. Bu sebepten en iyi tercih kendini dinlemek, başkalarının seni anlamasını beklememek olur. Ağzında lokmalar varken konuşmamak kolaymış da, yüreğinde sevda varken susmak çok zormuş, o zaman anlarsın..

Pitbull - Give Me Everything ft. Ne-Yo, Afrojack, Nayer


24 Mayıs 2011 Salı

Uygarlık Tarihi

Uygarlık tarihi gibi bölümümle alakasız bir ders aldığımı utanarak söylüyorum. Sırf kredi dolsun da öğrenci ne b.k yerse yesin dercesine okulun bize dayattığı ve öğretim görevlisi olarak verdiği kişinin de tahminimce manik depresif ya da içe dönük şizofren olduğu gerçeği durumu daha da iç karartıcı hale getiriyor. Örnek #1; Vize öncesinde derslerde sadece sohbet edip, vize zamanında bize yasaklanmış ileri uçta komünist, sosyalist ve sol görüş barındıran kitabı zorla vermesi. Kitapta söyledi yerlerin sınavda çıkmaması. Örnek #2; Final sınavlarından önce (derslerde ne yaptığını bilmiyorum çok uzun zamandır girmiyordum) çıkardığı yeni kitabı almamızı istemesi.
Elimde verebilecek daha çok örnek var. Kızgınlık sebebim 2 tane. İlki bu dersin (Yönetim Bilişim Sistemleri Uzmanlığı) bölüme dayatılması ve ikincisi öğretim görevlisi şahıstan hiç pozitif elektrik alamamış olmam. Netice ne mi? Neyi mi anlatmaya çalışıyorum. Adamın kitabının fotokopi kopyası elimde. Okuyorum. Mecburum çünkü ilk sınavım 60. Herkesler 90 ila 100 arası notlarda olduğundan şu an çalışmak zorundayım. Lanet!

Allah Rahmet Eylesin

Bugün, daha birkaç saat önce öğrendiğim bir haber beni çok üzdü. Kuzenimin dedesi, Mehmet dede vefat etmiş. Bu duyguyu daha önce de Rıfat dedem nam-ı değer Hacı Babam vefat ettiğinde yaşamıştım. Onunla alakalı anılar gözümün önünden geçerken görüntü yaşlarla bulanıklaşmıştı. Mehmet dedemizi kaybettiğimde de aynı şeyi yaşadım. Her ne kadar uzak akraba sayılsa da sevecen, dünya tatlısı bir insanı, bir büyüğümü kaybettim. Allah'tan rahmet diliyorum. Günahları affolsun. Hakkını helal etsin inşallah.. Mekanı cennet olsun...

Nicole Scherzinger - Right There ft. 50 Cent

Başka bir parça sizlerle..

Türkçe Finali __ 24.05.2011 / 16.20

Türkçe sınavımın kötü geçtiği resmileşmiştir. Önümüzdeki sınavlara bakacağız..

Frankmusik - Do It In The AM ft. Far East Movement

Frankmusik ve Far East Movement ortak yapımı bu parçayı sizlerle paylaşıyorum. Hoşuma giden bir parça..

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Finaller __ 23.05.2011 / 23.50

Yarın ilk final sınavımı vermeye okula doğru yola çıkacağım. Sonuç ne olur bilmiyorum. Yarı aç yarı tok gibi gidiyorum sınava. Hakkıyla çalışmadığımın farkındayım ama risk almayı tercih ediyorum. Aklımı meşgul eden şeylerden kurtulmak biraz zor oluyor. Sen de bilirsin, hep önemli işlerin olduğu zaman(sınav, iş görüşmesi vs.) seni meşgul edecek, hiç olmadı zihnini hapsedecek düşüncelere maruz kalırsın. Hep de bu senin için önemli olan zaman veya iş bittikten sonra yoluna girmeye başlar hayatın. Sorunlar çözülür. Her şey rayına oturur. Bu da sanırım bir sınav. Dengeyi korumak, pamuk ipliğinde yürümeye benziyor. Garip. Neden-Sonuç ilişkisinden bağımsız lakin neden olabilecek ve sonuçları etkileyecek kadar da mühim.

İnsanlar __ 23.05.2011 / 22.09

İnsanlar doğuştan bazı özellikler taşır. Benlik duygusu, bencillik, merhamet, sevgi, nefret, çekememezlik, hırs, ihtiras, şehvet vb. Bu hayata tutunabilecek olanlar sadece ve sadece iyi olanları öne çıkarabilenlerdir. Şöyle düşünelim; aslında her insan potansiyel bir katil, başbakan, mühendis, şarkıcı, ressamdır. Ailede alınan temel eğitim doğuştan getirdiklerimizin üzerine temel olur. Aynı bir binanın toprak üzerine temel atması gibi.  Ardından çevre koşulları bizleri etkiler. Mevsimlerin, insanların yaşama şekillerini etkilemesi gibi. Sonrasında binamız tamamlanır. Bina tamamlandıktan sonra köklü değişim yapamazsınız. Ya binaya takviye yapmak durumundasınızdır ki bu sadece binanın dışını değiştirir. Esas yapısı hala aynıdır. Ya da binayı yıkıp en baştan yapmaktır ki bu da belirli bir zaman sonra imkansızlaşır. Önemli olan nokta ise şudur; yapılanmamızı bitirmeden önce kendimizi her türlü koşula göre donatmalı hem zihinsel hem ruhsal hem de fiziksel olarak yeterli olmak zorundayızdır. Eğer bunu yapamamışsak da yaşayacağımız tek gerçek; soğuk havalarda buz tutmak, sıcak havalarda aşırı ısınmak yani sürekli olarak eksiklik yaşamaktır.

Ajans 23.05.2011 / 19.20

Şu anda Show TV de Kılıçdaroğlu'nun Van'da verdiği seçim vaatlerini dinlerken dikkatimi çeken bir şey oldu. Şahıs diyor ki; "Kaçak mazotu serbest bırakacağım. Kaçak sınır ticaretine izin vereceğim." Şimdi ben güleyim mi, gülmeyeyim mi? Bu adama oy verecek vatandaşlar bu konuda nasıl yorumlar yapar merak ediyorum..

YOL __ 22.05.2011 / 23.55


Bir yol üzerindeyim. Arkamı dönüp baktığımda başladığım yeri göremediğim ve ileriye bakınca varacağım yeri kestiremediğim yol işte bu yol.
Bir amaç için çıkıldığını düşündüğüm bu yol çok belirsiz. Sonu da başı da gözükmüyor bulunduğum yerden. Geriye de gidemiyorum, ayaklarım beni istesem de istemesem de ileriye doğru sürüklüyor. Belirsizliğin içine. Bazen bilmeden aradığım şeyler olabileceği kanaatine varıyorum kendimi avuturcasına. Kazanmam veya kaybetmem gereken şeyler mecvut  sanıyorum. Bütün bunları düşünmekten alamazken kendimi, farkına vardığım bir gerçek oluyor; bu yol boyunca yürümeye mecburum. Öyle ya da böyle. Mutlu ya da mutsuz. Tercih hakkı tanınmadan ve yolun vardığı yerin meçhul olduğu yere doğru. Varacağımın da meçhul olduğu...
Nefes aldığım sürece, hayatım ne kadar karmaşık haller alırsa alsın seni düşünüyorum. Her an ve her yerde. Kendimi kaybettiğim zamanlar bile seni buluyorum içimde. Yaşıyorum. Arıyorum bazen geçmişi ve geleceği. Aslında hepsinin saklı olduğu bu demi yüreğime kazıyorum. Sen hiç eksik olma diye. Bu yolu neden yürüdüğümü bilmiyorum ama bütün sebeplerim, adınla, ruhunla, sevginle sonuç buluyor. Bulmasını istiyorum belki de..(Devam edebilir.)